Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemleri, adlarında büyük bir iddia taşır: Kaynakları planlamak.
Üretimin olduğu her yerde kaynak tüketimi vardır ve bu tüketimin planlanması gerekir. Ama bugünün ERP dünyasında bu iddia çoğu zaman bir slogandan ibaret. Çünkü çoğu ERP sistemi “kaynak” kelimesinin altını dolduramıyor.
Bir üretim üç temel kaynağa dayanır: İnsan, malzeme ve finans.
Fakat ERP tarihine baktığımızda, bu üç kaynağın hiçbir zaman aynı düzlemde planlanamadığını görürüz. İronik olan şu ki:
Adını “kurumsal kaynak planlama” iddiasından alan bu sistemler, bugün tam da kendi varlık nedenlerini planlayamamanın sessiz itirafını yaşıyor.
İnsan Kaynağı: Bordrodan Öte, Kapasiteye Doğru
Çoğu ERP’de insan hâlâ bir “personel kartı”dır. Oysa insan, yetkinlikleri ve karar kalitesiyle hala üretimin en dinamik unsurudur.
Ama sistem onu tek boyuta indirger. Giriş–çıkış, izin, bordro…İnsan kaynağı kısmen de olsa yönetilirmiş gibi yapılsa da kapasitesi planlanamaz. ERP, çalışanı görür; fakat emeğin üretim içindeki yerini anlamaktan uzaktır.
Malzeme Kaynağı: Plan Var, Kaynak Yok
Geleneksel ERP’lerde MRP modülleri neyin ne zaman üretileceğini ve alınacağını kusursuz hesaplar. Ancak bu planlama, çoğu zaman finansal kapasiteden kopuktur. MRP planı mükemmeldir ama kasa boştur.
ERP plan yapar; işletme ise çoğu zaman o planı borçlanarak yaşatmaya çalışır. Bu yönüyle MRP, sadece istemeyi bilen şımarık bir çocuk gibidir. “Para var mı, yok mu?” bilmez, umursamaz. Sadece malzemeyi ister.
Ve ironik biçimde, sahip olabilmek için pek çok firmanın kredi çekmek zorunda kaldığı bu geleneksel ERP’ler, kendileri için çekilen kredinin gelecek taksitlerini bile nakit akışına yansıtamaz. Böylelikle kendi istediği malzemenin üretimi için gerekli finansal kaynağın varlığını da bulanıklaştırır.
Peki bu, pahalı bir çocuk şımarıklığı değilse, nedir?
Finansal Kaynak: Planlamanın Ortasında Olmalı
Finans çoğu ERP’de sürecin sonunda gelir. Oysa finansal kaynak, planlamanın girdisidir. Bir satın alma emrinin üç ay sonraki nakit akışına etkisini göremeyen sistem, plan değil, varsayım üretir. Kaynak tükenince maliyet ortaya çıkar; oysa planlama, tükenmeden görebilmektir.
Yeni Nesil ERP’ler: Finansal Zeka, Üretim Körlüğü
Yeni nesil ERP’ler finansal tarafta çeviktir: banka entegrasyonu, kredi takibi, sigorta teminatı… Ancak üretim tarafında bir o kadar körler. Malzeme planı ya yüzeyseldir ya da hiç yoktur; iş gücü kapasitesi hesaba katılmaz. Finans akışı netleşirken üretim akışı bulanıklaşır. Sistem, nakit akışını bilir ama üretimin nabzını kaybeder.
Belki de en önemlisi:
Bugün kendine “ERP” diyen birçok yeni nesil yazılım, aslında birer ticari paket programı olmaktan öteye geçememektedir. Kapsamları sınırlı, derinlikleri yüzeysel; entegrasyon yetenekleri gelişmiş ama kurumsal kaynak bilinci zayıftır. Ürün reçeteleri ya yok ya da bir metin alanı. Kalite yok. Bakım modülü yok. Yok…yok…
Gerçek Planlama: Kesişim Noktasında
Gerçek ERP, modül sayısında değil; insan, malzeme ve finansın kesişiminde anlam bulur. Bu üç kaynak birlikte planlandığında, kurum gerçek bir ERP ye sahip olur.
İşte o nokta, Kirpi Konsepti’nin kalbidir.
Kirpi Konsepti, ERP’nin veriyi değil, kaynaklar arasındaki ilişkiyi yönetmesi gerektiğini söyler.
ERP sayısı artıyor, fonksiyonlar çoğalıyor, ama planlama yani bütüncül akıl kayboluyor. Artık yeni ERP’lere değil, kendi Kirpi Konseptini bulabilen ERP’lere ihtiyacımız var.
Fazlalığın değil, gerekenin; yüzeyselin değil, yalın ve çevik teknolojilerin, değerde ağır ama maliyette hafif ERP’lerin zamanı geliyor.
Bu ihtiyacı konuşmaya devam edeceğiz…